Banyo Sevmeyen Yünlü


Bir varmış, bir yokmuş... Zamanın birinde bir ülkede Yünlü isminde bir kuzu yaşarmış. Yünlü, anne ve babasının sözünü dinler, onları banyo yapma haricinde hiç üzmezmiş... Evet, bu sevimli ve akıllı kuzu, banyo yapmayı hiç sevmiyormuş. Ne zaman banyo vakti gelse, annesi ve babası Yünlü'yü bulamazlarmış. Yünlü, bu zamanlarda geç saatte eve gelir ve böylelikle banyo yapma vaktini de geçirmiş olurmuş. Annesi ve babası Yünlü'yü banyo yapması konusunda çok uyarmış, konuşmuşlarsa da küçük kuzu her seferinde; 


-Benim banyoya ihtiyacım yok. Keçiler gibi dağa tırmanıp tozlanmıyorum, kediler gibi sürekli yerde yuvarlanmıyorum ve köpekler gibi de her bulduğum suyun içine dalıp yıkanmıyorum. Yani, anne ve babacım ben kirlenmiyorum. Kirlenmediğim için de yıkanmam gerekmiyor, diyormuş.

Annesi;

-Sadece kirlenince temizlenmek için yıkanılmaz Yünlü. Büyümek, daha sağlıklı olmak için de yıkanmak gerekli, dese de Yünlü bir türlü ikna olmuyormuş. 

Annesi en sonunda;

-Tamam Yünlü, sen kazandın. Artık banyo vakti geldiğinde sana haber vermeyeceğim. Sana yıkanman konusunda baskı yapmayacağım. Yıkanmadığın için de kızmayacağım. Her zaman yaptığım gibi zorla yıkamayacağım.Madem ihtiyacın yok tamam yıkanma, demiş.



Yünlü, annesinin sözlerine çok sevinmiş. Ailesi ile banyo konusunda da anlaştığı için çok sevinmiş. O günden sonra annesi dediğini yapmış. Banyo vakti geldiğinde Yünlü'ye haber vermemiş, onu çağırmamış. Yünlü, halinden memnun, banyo yapmadan günlerini geçirmiş. Yıkanmadığı için dere kenarına da gitmiyor, hali ile kendisini de göremiyormuş. 

Bir gün Yünlü arkadaşları ile oynarken bir arkadaşı,

-Ben yemeklerimi sizden daha fazla yedim, daha güzel oldum, demiş.

Yünlü buna kızmış ve cevap vermiş.

-Hiç de bile. Bende çok yemek yiyorum bende büyüdüm. 

-Sen mi, sen aramızda en küçüksün Yünlü, baksana yünlerin bile yok neredeyse.

-Hayır, benim yünlerim var, bana boşuna Yünlü ismini vermemişler. Çok güzel yünlerim var benim.

-Doğduğunda öyle olabilirsin ama artık yünlerin çok çirkin ve sende çok küçüksün. İnanmazsan derede bak kendine.

Yünlü, arkadaşının sözleri üzerine koşa koşa dere kenarına gitmiş. Derede kendine bakmadan önce;

-Kesin beni kıskanıyor, ondan öyle dedi, diye söylenmiş. Başını hafifçe dere üzerine eğdiğinde gözlerine inanamamış. 

-Hey, bir yanlışlık olmalı. Bu ben olamam. Bu yünlerim, bu başım, rengim. Bana ne olmuş böyle...

Yünlü, olduğu yere oturup ağlamaya başlamış. O sırada banyo vakti gelen arkadaşları anne ve babaları bile birlikte dere kenarına gelmişler. Onu görünce ne olduğunu sormuşlar. Yünlü görüntüsünün neden böyle olduğunu sormuş. Anne koyun;

-Yünlücüm, biz büyükler ve arkadaşların düzenli olarak yıkanıyoruz. Kirlenmesek bile yünlerimizin daha güzel görünmesi, renginin değişmemesi için mutlaka yıkanıyoruz. Sen galiba yıkanmayı unuttun.

-Hayır, unutmadım. Ben çamura yatmadığım için kirlenmiyorum diye yıkanmıyordum.

-Öyle olur mu hiç Yünlücüm. Çamura yatmasan bile rüzgarla uçan tozlar yünlerine yapışır ve kirlenirsin. Sonra da yünlerin başına yapışır ve sanki yok gibi görünürler. Aslında yünlerin hala başında. Ve rengin de hala beyaz senin. İstersen arkadaşların ile birlikte derede yıkan eski yünlerine kavuş.

Yünlü, anne koyunun sözleri üzerine "Tamam" diyerek arkadaşlarının yanında yıkanmaya gitmiş. Derede arkadaşları ile yıkandıkça Yünlü'nün rengi açılmış ve tüyleri de eskisi gibi kabarmaya başlamış. En sonunda o da arkadaşları gibi tertemiz bir kuzu olmuş. O günden sonra Yünlü, banyo vaktini hiç aksatmadan, herkesten önce dere kenarına gidip yıkanmak için anne ve babasını beklemiş. Çünkü artık, banyo yapmanın önemini biliyormuş.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Altın Yumurtlayan Tavuk

Zeynep ve Havuç

En Güzel Kız Bebek İsimleri ve Anlamları